17 Ağustos’taki depremde de dimdik ayaktaydı! İstanbul’un gözdesi Akaretler’in hikâyesi

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 1984’te kurulan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ya da kısa adıyla TOKİ bugüne kadar binlerce yapıyı güvenli bir yuvaya çevirmiş, 2023 hedeflerinde ise 1 milyon 200 bin konuta ulaşmak olduğunu kaydetmişti. Eski Çevre ve Şehircilik bakanı ve Eski TOKİ Genel Müdürü Murat Kurum, yaptığı bir açıklamada TOKİ’nin 2002’ye kadar 18 yılda 143 bin bağımsız bölüm ürettiğini, 2002’den bu yana ise 1 milyon 200 bin konut ürettiğini belirtti. Peki TOKİ’den de önce toplu konut inşası yok muydu? Takvim yapraklarında geriye gittiğimizde 1875 yılı konut inşası konusunda bize aslında göz kırpıyor…

TOKİ’DEN 110 YIL ÖNCESİNDE TOPLU KONUT İNŞASI

1875 yılında Osmanlı Sultanı Abdülaziz önderliğinde Türkiye’nin ilki olacak bir proje hayata geçirilmişti. Günümüzde en büyük toplu konut projelerine imza atan TOKİ’nin kurulmasından tam 110 yıl önce hayata geçirilen toplu konut projesi özellikle de Beşiktaş’ın incisi Dolmabahçe Sarayı çalışanları için yapılmıştı.

Saray çalışanlarının uzak noktalardan Beşiktaş’a, Dolmabahçe Sarayı’na geliyor olması herkes için zorlayıcı bir durumları da beraberinde getiriyordu. Bu nedenle çalışanların saraya kolayca ulaşması için, hem 19’uncu yüzyılda hem de günümüzde İstanbul’un en seçkin noktalarından biri olan Akaretler’de bir toplu konut projesi hazırlandı. Bitişik nizam tasarlanan ‘Sıraevler’ saray çalışanlarının konaklaması için zemin artı 2 kat olarak inşa edilmişti.

RESSAMLARIN VE SANATIN YUVASI

Sarkis Balyan tarafından tasarlanan Akaretler Sıraevler, Osmanlı’nın ilk toplu konut projesiydi. Bu sıra evlerin bir kısmı sarayda çalışan muhafızlar ve ağaların kalması için bugünkü tanımıyla lojman konutlar olarak bir kısmı ise kira konutu olarak tasarlanmış ve bunlardan elde edilecek gelirle Aziziye Camii’nin yapılması öngörülmüştü.

Beşiktaş’ta bulunan yapı bulunduğu semtle bütünleşmiş, hatta isim babası bile olmuştu. Anlamı ‘kira getiren mülk’ olan ‘akaret’ sözcüğü, ‘Sıraevler’in bulunduğu bölgeyi de ‘Akaretler’ olarak isimlendirmişti. Şimdilerde bir otelin bulunduğu bölüm bir zamanlar, dönemin saray ressamı Fausto Zonaro’ya tahsis edilmişti. Burayı ev ve atölye olarak kullanan Zonaro, eserlerinden birinde, boğazı karşısına alan Akaretler manzarasını resmetmişti.

ZELZELE-İ AZİME’Yİ DAHİ ATLATTI

Sıraevler bugün merkez üssü İstanbul olan 10 Temmuz 1894 tarihli depremleri atlatmış sapasağlam ayakta duruyor. Saat 12.24’teki depremler 17-18 saniye sürmüş, ancak çok şiddetli bir sarsıntıya neden olmuştu. Resmi rakamlara göre İstanbul il sınırları içinde 474 kişi öldü, 482 kişi yaralandı. Toplam 387 dayanıklı yapı, 1087 ev, 299 dükkan hasar gördü. Bu, İstanbul merkezli son büyük depremdi. Ancak Sıraevler sağlamlığını kanıtlamıştı. O günlerde yayın yapan önemli gazetelerden bir olan Moniteur Oriental Gazetesi depremi okurlarına şöyle aktardı:

“Saat 12.24’te yaklaşık yarım dakika süren şiddetli yer sarsıntısı bütün kentte tarif edilemez bir paniğe yol açtı. Maalesef çok sayıda ölü ve yaralı bulunmaktadır. Her yerde çığlıklar, gözyaşları ağlamalar, sinir krizleri, bayılmalar, Tanrı’ya, Meryem’e yakarmalar duyuluyordu. Çok insan geceyi yıldızlar altında geçirdi. Bütün kentte bir dükkan bile açık kalmadı. İstanbul ve bazı vilayetlerde başlayan kolera vakası sebebi ile bitkin düşen halk, ardından meydana gelen deprem faciası ile iyice perişan olmuştur.”

Sıraevler, sadece Zelzele-i Azime’ye değil 1999’da 17 binden fazla kişiyi hayattan koparan merkez üssü Gölcük’teki depreme karşı da dimdik ayakta durmuştu. Tıpkı takvimlerin 2024’ü gösterdiği bugünlerde olduğu gibi…

 

instagram.com/akyurekzeynepdilara/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir