
Kaleci ve savunma hatalarının çok yüksek olduğu bir hafta yaşadık. Günay ve Ertuğrul’un hatası, Valencia’nın kariyerindeki en kolay gollerinden birini atmasını sağladı.
Jesus’un maça değişik 11 ile başlayacağını tahmin etmek zor değildi. Yine de üretimde problem var. Crespo ve Arao, defansif orta saha oyuncuları. Yaratıcılık konusunda kapasiteleri sınırlı. Samet, ilk maçında heyecanlıydı. Fakat, Fenerbahçe’nin üzerindeki tedirginlik duygusu ilk devre boyunca ön plana çıkmıştı. Altay’ın kritik hamleleri takımı ayakta tuttu.
Emre Mor karşı karşıya kaleye niye vurmadı? Aldığı pas sonrasında Valencia niye gol vuruşunda zayıf kaldı? Bu sorular akıldayken ve kaçan pozisyonun anatomisi yapılırken atamayana attılar. Kitsiou’nun sert şutunda Altay bir şey yapamazdı. Top karşılamada hata yapmıştı yine Fenerbahçe savunması.
Gol yiyebilirsin, bu gayet normal. Fakat oyunun mum gibi eriyip gidemez. Oyun olarak bu kadar geri kalınması enteresan geldi bana. Batshuayi mesela. Net pozisyonları değerlendiremedi.
Sagal’ın gördüğü kırmızı kart, maçı Fenerbahçe’ye döndürmek adına büyük fırsat olmuştu. Dakikalar eriyip giderken, Serdar Dursun’a kurtarıcı olarak sarıldı Jesus.
Ben, bu maçta Arda’nın 11’de başlayacağını düşünüyordum. Yine son dakikalarda oyuna alındı. 5 maçta 37 dakika süre verilen ‘büyük 10 numara’ modeli olmaz. Genç oyuncuları böyle kazanamazsınız.
Valencia, dün gece maçın kader oyuncusu oldu. Golü attı. Son bölümde inanılmazı kaçırdı. Yine fırsat yakaladı, bu kez affetmedi.
İyi oynamadığınız maçlarda kazanmak ilaç gibidir. Fenerbahçe kazanamasaydı, büyük bunalım kapıda olacaktı.

Ercan Taner